DEÜ Haberler

DEÜ Onkoloji Enstitüsü’nden Ödüllü Çalışmalar

1.229

Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, Türkiye’nin ilk ve tek Translasyonel Onkoloji Anabilim Dalı’nda ulusal ve uluslararası sahada akademik ve sağlık endüstrisi açısından önemli çalışmalar yaptıklarını söyledi.

Dokuz Eylül Üniversitesi, sağlık alanında yürüttüğü öncü çalışmalar kapsamında yeni birimlerini hayata geçirerek, hedefleri doğrultusunda ilerlemeye devam ediyor. Kısa süre önce açılışı yapılan Translasyonel Onkoloji Anabilim Dalı araştırmacıların yürüttüğü uluslararası alanda ödül alan çalışmaları ile adından söz ettiriyor. Onkoloji Enstitüsü bünyesinde kurulan Translasyonel Onkoloji Anabilim Dalı’nın ileri düzeyde akademik çalışmalar yürüttüğünü kaydeden Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, “Kanser hakkında bildiklerimizi tedaviye dönüştürmeyi ve bu alanda inovatif çalışmalar gerçekleştirmeyi amaçlayan Translasyonel Onkoloji Anabilim Dalı hem ulusal hem de uluslararası sahada gerek akademik gerekse sağlık endüstrisi açısından önemli araştırmalara imza atmaktadır” dedi. Onkoloji Enstitüsü’nün uluslararası kanser merkezleriyle işbirliği halinde yürüttüğü çalışmaları, 2013 yılında lisansüstü eğitim programına dönüştürdüğünü ve Türkiye’nin alanında ilk doktora ve yüksek lisans programını hayata geçirdiğini belirten DEÜ Rektörü Hotar, “2015 yılında öğrenci almaya başlayan program ilk mezununu 2019 yılında verdi. Akademik ve yönetsel bütünlük açısından önemli olan Translasyonel Onkoloji Anabilim Dalı’nı, Enstitünün 4. Anabilim Dalı olarak 2018 kurduk. Laboratuvarların tamamlanması ile resmi açılışını da geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdik” diye konuştu.

EĞİTİM PROGRAMI

Onkoloji Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Nur Olgun, eğitimlerin multidisipliner şekilde ilerlediğini belirterek, “Eğitim programımız, kanser alanında bir sorunu çözmek üzere Tıp, Fen bilimleri ve mühendislik gibi farklı alanlardaki bilim insanlarını bir araya getirerek ülkemizi bu alanda ileriye taşıyacak yetkin bilim insanlarını yetiştirmektedir. Öğrencilerimiz, Harvard, Stanford, MIT, Seattle Sistem Biyolojisi Enstitüsü gibi önemli araştırma kurumlarından davet almakta ve tez çalışmalarını işbirlikleri ile sürdürmektedirler. Çok sayıda süren araştırmaların etkinliği için başlatılan çalışma bağışçılarımız ve Rektörümüz Prof. Dr. Nükhet Hotar’ın desteği ile Anabilim Dalı ve Laboratuvarları olarak hayat buldu ve 6 Ocak 2020 tarihinde açıldı. Moleküler Onkoloji, İnvitro Kanser Modelleri, Lab-on-a-chip, Nano Tıp, İn Silico/Yapay Zekâ Laboratuvarları ile hizmete açılan Translasyonel Onkoloji Anabilim Dalı’nda 20’ye yakın araştırmacı kanser alanında önemli çalışmalara imza atmaktadır” dedi.

ÖDÜLLÜ ÇALIŞMALAR

Onkoloji Enstitüsü bünyesinde yapılan birçok çalışmanın Dokuz Eylül Üniversitesi’ni uluslararası alanda temsil ettiğini belirten Olgun, “Nano Tıp alanında TUBİTAK projesi kapsamında yapılan çalışmalar, kanseri erken dönemde tanımayı ve aynı zamanda tedavisini gerçekleştirmeyi amaçlamaktadır ve 2017 yılında iki adet kanser büyük ödülüne layık bulunmuştur. Prof. Dr. Bedii Gorbon ve Prof. Dr. Ali Haydar Taşpınar ödüllerini alan çalışmalar sonucu üretilen tedavi ve tanı araçlarının kliniğe yansıması için çabalar sürmektedir. Moleküler Onkoloji alanında kanserin nedenlerini ve yeni tedavi hedeflerini araştırarak dünya literatürüne kazandıran ekibin çalışmaları 2019 yılında Ulusal Kanser Kongresinde Doç. Dr. İbrahim Türker ödülünü almıştır. Moleküler Onkoloji Laboratuvarında kanser ilaçlarının bireye özgü yarar ve zararlarının belirlendiği rutin testler uygulanmaktadır. Özellikle çocukluk çağındaki kanserlerin tedavisine yönelik ulusal kohortu başarı ile sürdürmektedir. Akciğer kanserinin erken teşhisi ve kişiye özgü tedavi edilebilmesi için çok yeni bir tanı testi olan nefesteki molekülerin analizlerinin yapılmasını sağlayan bir cihazın geliştirilmesini 5 ülke 7 üniversite ile birlikte yapmaktadır. Uluslararası ortaklarının yanı sıra Türkiye’deki diğer üniversitelerle ortak birçok proje yürütmekte ve patent başvurusu yapmaktadır. Bu bağlamda bireyselleştirilmiş tıp uygulamalarını da sürdüren kurumlardan birisidir. Kanser alanında Dünyanın önemli merkezlerinden MIT KOCH Enstitüsü İntegratif Kanser Araştırmaları Merkezi ile yakın işbirliği sonucu, bağırsak kanserlerine kişiye özgü ilaç geliştirilmesi yolunda önemli adımlardan birisi atılarak kişisel organoid kanser modeli oluşturulmuştur. TÜBİTAK kapsamında desteklenen 10 proje ile yeni görüntüleme sistemleri, tanı sistemleri yeni tedavi hedefleri alanında çalışmalar yapılmaktadır. Uluslararası Avrupa Birliği COST kapsamında yumurtalık kanserinin metastazına yönelik bir araştırma sürmektedir” ifadelerini kullandı.

İlgili Yazılar