DEÜ Haberler

KARACİĞER HASTALIKLARINA KÖK HÜCRE FORMÜLÜ

2.160

Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesi’nden Prof. Dr. Esra Erdal ve çalışma arkadaşları, laboratuvar ortamında kök hücrelerden organ benzeri yapıların kültür koşullarını geliştirdi. Karaciğer hastalıklarında yeni tedavi ve ilaçların geliştirilmesine olanak sağlayacak TÜBİTAK destekli çalışmanın, lisanslama ve ticarileşme faaliyetlerine başlandı.

Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesi Temel Tıp Bilimleri Bölümü Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Esra Erdal, laboratuvar ortamında kök hücrelerden organoid adı verilen, organ benzeri yapıların kültür koşullarını geliştirdi. eHEPO olarak adlandırılan modelin, karaciğer hastalıklarında ilaç etkinlik ve güvenirlik testlerinde kullanılmak üzere lisanslama ve ticarileşme faaliyetlerine de başlandı. Prof. Dr. Esra Erdal, Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ), İzmir Biyotıp ve Genom Merkezi (İBG) ve Koç Üniversitesi’nin de paydaş olduğu çalışma için DEPARK bünyesinde kurduğu Organo-ID firmasıyla TÜBİTAK’ın 1702 – Patent Tabanlı Teknoloji Transferi Destekleme Çağrısı’na başvuru yaptı. DEÜ Rektörü ve DEPARK Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Nükhet Hotar, çalışmada emeği geçen bilim insanlarına teşekkür ederek, Dokuz Eylül Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren bilim insanlarının birçok alanda olduğu gibi sağlıkta da öncü çalışmalara imza attığını belirtti.

DEÜ Rektörü Hotar, “Bilim insanlarımız sağlık alanında, hastalıklarla mücadelede önemli bir rol üstleniyor. Prof. Dr. Esra Erdal ve ekip arkadaşları da yaptıkları çalışmayla yeni tedavilerin ve yeni ilaçların keşfedilmesine katkı sağlayacak; insan sağlığının korunmasında öncü bir rol oynayacak. Bu tarz çalışmaların ülkemizin kalkınmasına hizmet edeceğinin ve katma değer yaratacağının da farkındayız. Bu noktada araştırmacılarımızın, bilim insanlarımızın fikri ve sınai mülkiyet haklarının korunması da büyük bir önem arz ediyor. Dokuz Eylül Üniversitesi olarak girişimcilerimizin iş fikirlerini ticarileştirmesi, patent ve lisans alması noktasında onları destekliyor; tüm imkânlarımızı seferber ediyoruz. Başta Prof. Dr. Esra Erdal üzere emeği geçen tüm hocalarımıza teşekkür ediyor; projeden elde edilecek sonuçların insanlığa ve ülkemize fayda getireceğine inanıyoruz” diye konuştu.

HASTALIKLARIN TEDAVİSİNDE KULLANILACAK

Yapılan çalışmayla insan üzerinde araştırma yapmadan önce, insan dokusunu en iyi taklit eden organoidler üzerinde modelleme yapılabileceğini söyleyen Prof. Dr. Esra Erdal, “Ortaya çıkardığımız ürünü, üç boyutlu bir karaciğer hücre kültürü modeli olarak adlandırabiliriz. Başka bir deyişle, geliştirdiğimiz kültür ortamında kök hücrelerden elde edilen, işlevsel ve yapısal olarak organa benzeyen yapıların kendiliğinden oluşmasını sağlıyoruz. Söz konusu çalışmamız, nadir metabolik karaciğer hastalıkları, kanser ve kronik karaciğer hastalıklarının modellenmesinde kullanılabiliyor. Hastalıkların insanda görülen etkilerini benzer şekilde laboratuvar koşullarında taklit edebilen ve en gerçekçi model olarak kabul edilen organoidleri; tedaviye yönelik ilaç keşfi, ilaç yeniden konumlandırma, ilaç etkinlik ve güvenirliğinin test edilmesi için kullanmak mümkündür. Tüm dünyadaki karaciğer gelişimi, biyolojisi ve hastalıkların patogenezini çalışan araştırmacılarının yanı sıra yeni ilaç adayları olan ya da preklinik ilaç etkinlik ve güvenilirlik analizleri yapan sektörler de bu üründen faydalanılabilecek” dedi.

SIRA TİCARİ AŞAMAYA GELDİ

Yaptıkları bilimsel çalışmayı DEÜ Tıp Fakültesi Çocuk Hastalıkları Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Nur Arslan, Histoloji ve Embroyoloji Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Alper Bağrıyanık, İBG’den Dr. Soheil Akbari ve Koç Üniversitesinden Prof. Dr. Tamer Önder’in olduğu ekiple yürüttüklerini belirten Erdal, “TÜBİTAK’ın 1003 ve 1001 projelerinden destek almıştık. Şimdi ise TÜBİTAK’ın 1702 – Patent Tabanlı Teknoloji Transferi Destekleme Çağrısı’na başvuru yaptık. Dokuz Eylül Üniversitesi Teknoparkı (DEPARK) bünyesinde kurucusu olduğum Organo-ID adındaki start-up firmasıyla bu teknolojiyi lisanslamak ve ticarileştirmek üzere başvurumuzu tamamlamış bulunuyoruz. Amacımız bu teknolojinin bütün dünyada kullanılmasını sağlamak” diye konuştu.

 

İlgili Yazılar