DEÜ DENİZCİLİK TARİHİNE UYGULAMA MERKEZİ İLE IŞIK TUTACAK
Türkiye’nin denizlerdeki gücünü pekiştirmeyi hedefleyen Mavi Büyüme Stratejisi’ne uygun olarak; sualtı kültür mirasının araştırılması ve kayıt altına alınması amacıyla çalışmalarına hız veren Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ), Avrasya Sualtı Kültür Mirası ve Denizcilik Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi’ni kurmak için hazırlıklarını tamamladı. İzmir’in denizcilik tarihi açısından önemli bir yere sahip olduğunu belirten DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, “Okyanus ve denizlerin gelecek nesiller için sürdürülebilir biçimde yönetilmesi kadar; sualtı kültür mirasının gün yüzüne çıkartılması da önem taşıyor. Buradan hareketle bizler de araştırmalarımıza ve keşiflerimize güç katacak yeni bir merkez kurmaya karar verdik” dedi.
Deniz bilimleri alanında sayılı yükseköğretim kurumlarından birisi olan Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ), Türkiye’nin denizlerdeki gücünü pekiştirmeyi hedefleyen Mavi Büyüme Stratejisi’ne uygun olarak; sualtı kültür mirasının araştırılması ve kayıt altına alınması amacıyla çalışmalarına hız verdi. Bu kapsamda; bir süre önce yeni ve kurumsal bir yapılanmaya gitme kararı alan DEÜ Rektörlüğü, Avrasya Sualtı Kültür Mirası ve Denizcilik Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi’ni kurmak için hazırlıklarını tamamladı.
Önümüzdeki dönemde faaliyete geçirmeyi planladıkları merkez ile Anadolu’nun zengin kültür mirasından beslenen medeniyetlerin izini denizlerde de süreceklerini belirten DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, “Okyanus ve denizlerin gelecek nesiller için sürdürülebilir biçimde yönetilmesi kadar; sualtı kültür mirasının gün yüzüne çıkartılması da ülkemiz adına önem taşıyor. Bizler de buradan hareketle araştırmalarımıza ve keşiflerimize güç katacak yeni bir merkez kurmaya karar verdik” diye konuştu.
Türkiye’nin ve İzmir’in denizcilik tarihinde, dünyanın önemli noktalarından birisi olduğunu vurgulayan Rektör Hotar, “Medeniyetlerin doğduğu; tarihi ticaret yollarının buluştuğu ve denizciliğin de binlerce yıldır var olduğu bu coğrafyada, günümüz teknolojilerini kullanarak sualtı kültür mirasını araştırmak tercih değil bir zorunluluktur. Dolayısıyla lisans ve lisansüstü düzeyde nitelikli öğretim ve araştırma faaliyetlerini sürdüren bizler, alanında uzman isimlerin yer aldığı; ileri teknoloji cihazlarına sahip; milli ve yerli anlayışla yol alan bir yapıyı ülkemize kazandırmayı planladık. Buradan hareketle Avrasya Sualtı Kültür Mirası ve Denizcilik Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi’ni kurmaya karar verdik. Kısa sürede mesafe kat ettik ve kuruluş aşamasına geldik. Önümüzdeki günlerde merkezimizi hizmete alacak, ülkemize ve akademi camiamıza yeni bir soluk kazandıracağız” dedi.
TÜRK DENİZCİLİĞİNE HİZMET EDECEK
Sualtı arkeolojisini temel alan multidisipliner araştırma yöntemlerinin kullanılacağı merkezde başta Avrasya coğrafyası olmak üzere; denizlerdeki kültür mirasının envanterinin çıkarılmasının hedeflendiğini açıklayan Rektör Hotar, “Burada hazırlanan bu envanterin haritalanması, belgelenmesi, korunması ve sergilenmesine yönelik modeller oluşturacak; bütün verileri bir merkezde toplayacağız. Ayrıca çok az bilinen Osmanlı İmparatorluğu dönemindeki sualtı kültür mirasının da bir dağılım haritası çıkartarak Osmanlı Dönemi Sualtı Kültür Mirası Coğrafi Bilgi Sistemi’ni de oluşturacağız. Bugüne kadar yapılan araştırmalar sonrasında bulunan batıklar ve yeni keşfedilecek kalıntılar sayesinde, Osmanlı ve Türk denizciliğinin denizlerdeki genel bir resmini de görünür hale getireceğiz. Bu da bizim gurur vesilemiz olacak” ifadesinde bulundu.
ULUSLARARASI PLATFORMLARDAKİ SESİMİZ OLACAK
Merkezde sualtı arkeolojisinin yanı sıra; denizcilik tarihi, doğal kaynaklar, biyoçeşitlilik ve oşinografi gibi konularda da araştırmaların yapılmasının planlandığını aktaran Rektör Hotar, “Burada elde edilen çıktılar sayesinde de mevcut ve potansiyel kaynaklara bağlı yönetim modellerinin oluşturulması, sualtı kültürel zenginliklerimizin uluslararası platformlarda yüksek sesle duyurulması mümkün olacaktır. Ulusal ve uluslararası iç ve dış paydaşlara eğitimlerin verileceği bu merkezimiz ile sualtı kültür varlıklarının araştırılması ve yönetim modelinin oluşturulması için bilimsel kriterler hazırlanarak; bu sayede üniversitemizin bir ekol olmasının da yolu açılacaktır” dedi.
MAVİ BÜYÜME STRATEJİSİ
Türkiye’nin sosyal ve iktisadi hayatının gelişmesinde denizlerin önemli rolünün bulunduğuna dikkat çeken Rektör Hotar, “Ülkemizin denizlerdeki gücünü pekiştirmeyi hedefleyen Mavi Büyüme Stratejisi, aslında ekonomi, kültür, büyüme gibi birçok kavramı bünyesinde barındırıyor. Birleşmiş Milletler’in 2021-2030 yılları arasını kapsayan mavi gelişme politikaları da aslında sürdürülebilir kalkınmada okyanus ve deniz bilimlerine vurgu yapıyor. Bu çerçevede düşünüldüğünde ise her ülkenin kendine göre eylem planlarını oluşturması bekleniyor. Ülke olarak bizler, son yıllarda bu alandaki gücümüzü hem yeraltı zenginliklerinin keyfedilmesinde hem de ticaretimizin zenginleştirilmesinde zaten gösterdik. Dolayısıyla bu stratejimizi daha da geliştirmede bilim dünyası olarak bizlere sorumlulukların düştüğüne inanıyoruz. Bu nedenle de ‘Mavi Miras’ projesini birçok bağlamda ele alıyor ve değerlendiriyoruz” dedi.
GEÇMİŞ İLE GELECEK ARASINDAKİ BAĞ
Türkiye’nin kültürel alanına zemin oluşturacak bilimsel verilerin Mavi Miras projesi sayesinde denizlerden elde edildiğini hatırlatan Rektör Hotar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Önümüzdeki dönemde üniversitemiz, bu merkezle birlikte ulusal ve uluslararası araştırmalar yürütecek; bilimsel çalışmalara imza atacaktır. Bu zorlu bir süreç ancak denizci olan üniversitemiz, birçok alanda olduğu gibi bunda da başarılı olacaktır. Bizler hocalarımıza ve öğrencilerimize güveniyoruz. Medeniyetlerin denizlerle geliştiğini; bu noktada geçmiş ile gelecek arasında anlamlı bağları kurmanın önemli olduğunu biliyoruz. Kısa sürede resmiyete kavuşacak merkezimizin ülkemize ve deniz dünyamıza hayırlara vesile olmasını diliyor; bu süreçte bizleri yalnız bırakmayan mensuplarımıza da teşekkürlerimizi sunuyoruz.”