DEÜ, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Akarca’yı Ağırladı
Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde konferans veren Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Akarca, hukuk fakültesi mezunlarına önemli sorumluluklar düştüğünü hatırlatarak, “15 Temmuz hadisesini, arkasında yatan gerçekleri iyi kavramamız gerekmektedir. Aklını kiraya verenlerden adalet beklemek mantıksızdır. Biz Türkiye Cumhuriyeti’nin bütün kurumlarına sızmış ve bir istihbarat örgütü gibi çalışan, bu ülkeye aidiyeti olmayanların hain saldırısı ile karşı karşıya kaldık. Analitik düşünen aklı vicdanı hür, hakkını arayan, hukukun üstünlüğünü savunan bireyler olarak sizden çok şey bekliyoruz. Bu bilinç ile kararlı ve istikrarlı davranın” diye konuştu.
Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Akarca’yı ağırladı. DEÜ Hukuk Fakültesi’den 1986 yılında mezun olan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Akarca’nın, ‘Yargı mekanizmasına giden yol’ başlıklı konferansında, İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Kamil Erkut Güre, İzmir Adalet Komisyonu Başkanı İbrahim Korkmaz, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Başkanı İdris Kizir, İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Bestami Tezcan, Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Refik Korkusuz ile akademisyenler ve öğrenciler hazır bulundu.
Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu olmaktan gurur duyduğunu söyleyen Akarca, ilk iki sınıfı Buca’daki yerleşkede okuduktan sonra, son iki sınıfı şu an Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü’nün bulunduğu binadaki amfilerde tamamladıklarını belirterek, “Renkli bir öğrencilik hayatımız oldu. Hocalarımı saygı, minnet ve şükranla anıyorum” dedi. Akarca mezun olduktan sonra bugünkü görevine gelene kadar adalet sisteminin çeşitli kademelerinde aldığı görevleri anlattı.
SİZDEN ÇOK ŞEY BEKLİYORUZ
Hukuk Fakültesi’nde okuyan öğrencilerin her birinin önemli görevler yapacağına inandığını söyleyen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Akarca, “Bu görevlerini yerine getirirken 15 Temmuz hadisesini, arkasında yatan gerçekleri iyi kavramamız gerekmektedir. Aklını kiraya verenlerden adalet beklemek mantıksızdır. Biz Türkiye Cumhuriyeti’nin bütün kurumlarına sızmış ve bir istihbarat örgütü gibi çalışan, bu ülkeye aidiyeti olmayanların hain saldırısı ile karşı karşıya kaldık. Analitik düşünen aklı vicdanı hür, hakkını arayan, hukukun üstünlüğünü savunan bireyler olarak sizden çok şey bekliyoruz. Bu bilinç ile kararlı ve istikrarlı davranın. Bir hedef belirleyin, o hedefe gidecek yollarda, helalinden, kimseyi kırmadan, hukukuna tecavüz etmeden yapmanız gerekenleri yerine getirirseniz, size sunulan imkanları iyi değerlendirmek suretiyle bu idealleri gerçekleştirebiliriz. En canlı örneği karşınızda. Anayasamızın 2. maddesinde devletimizin nitelikleri belirlenmiş ve o nitelikleri hukukçu olarak iyi benimsemeliyiz. Türkiye Cumhuriyeti tarihin her döneminde saldırı altında kaldı, birlik, bütünlük ile hepsinin üstünden geldi. Birlik olmak, bir arada durmak, birbirimize saygılı olmak ve hukukuna tecavüz etmeden, kalkınma, refah ve demokrasimizi güçlendirerek, hukuk devleti ilkesinin idealize edilmesi için hepimize düşen görevler var. Bu görevleri herkes layıkıyla yerine getirdiğinde ne terör örgütlerinin ne ideolojik örgütlerin ne de aşırı uçların Türkiye’de filizlenmesi mümkün değil” diye konuştu.
COĞRAFYANIZI TANIYIN
Öğrencilere kendi yaşadıkları coğrafyayı ve tarihlerini iyi öğrenmelerini öğütleyen Akarca, “İklimi, demokrasisi, hoşgörüsü, sosyal ve kültürel imkanları, tarihi, coğrafyasıyla İzmir her anlamda bize değer katıyor. Ankara’dayız ama emin olun İzmir burnumuzda tütüyor. Diğer yandan değişik illerimizi de gidin tanıyın. Çanakkale’yi görün, Erzurum’da tabyaları, Ahlat’ta Selçuklunun izlerini, bin yıllık mezar taşlarını görün. 1071 tarihini, Malazgirt’i hatırlamanızı, Anadolu’yu bize vatan yapan atalarımızın izlerini görmenizi isteriz. Tarih bilinci çok önemli, tarihini geçmişini bilmeyen geleceğe güvenle bakamaz. Tarihi bilmezseniz, iyi okuma yapmazsanız, iyi analiz yapmazsanız geleceği de okuyamazsınız. Dünyada neler olduğunu, bu operasyonların nedenlerini, Türkiye’nin ve Türk milletinin birlik ve bütünlüğünün neden tartışma konusu yapıldığını görmüş olursunuz.”
Adaletin sadece mahkemede dağıtılmayacağını söyleyen Akarca, “Yemek sırasında, aile ilişkilerinde, hayatın her anında toplum ile olan ilişkilerde adalet önemlidir. Ömer Hayyam, adalet için evrenin ruhudur diyor. Mevlana’ya göre adalet her şeyin yerli yerinde olması, hak edilenin hak edene verilmesidir. Konfüçyüs adaletin kutup yıldızı olduğunu söylüyor. Adaleti sadece hakim ve savcılardan beklemeyin. Belediyelerden, kamu görevlilerinden, hocalarımız not verirken, akademisyen alınırken bütün bunlarda da adalet beklemek gerek. Özellikle savcı olmak isteyen arkadaşlara söylüyorum, görevini layıkıyla yerine getiren Cumhuriyet Savcısı adaletin yüzde 100 yerine getirilmesini sağlamaktadır” dedi.
MİLLETİMİZİN KAHRAMANLIĞI HER ŞEYİN ÜZERİNDEDİR
15 Temmuz 2016’da gerçekleştirilen kalkışmaya ilişkin yaşadıklarını anlatan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Akarca, o sırada Ankara’da kapalı bir ortamda olduklarını belirterek şöyle konuştu:
“Çok geç haberimiz oldu. 22.30’dan sonra haberimiz oldu. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde yer almış olan bu hain gecenin bir daha tekrarlanmayacağını ümit ediyoruz, bu millet, bu devlet, bu birliktelik olduğu müddetçe. Elbette bütün milletimiz o gün gerçekten destan yazdı. Yargımız onurlu bir dik duruş sergiledi. Sadece biz değil, biz tabi yüksek yargıdan bir temsilci olarak bugün konuştuk ama asıl sahada görev yapan cumhuriyet savcısı ve hakimlerimiz yargı adına onur duyduğumuz yargısal faaliyetleri ile ilk saatten itibaren darbeciler hakkında yakalama ve gözaltı kararları vermek suretiyle bu hukuksal süreci başlatmış oldular. Bunun biz bir anayasal düzene karşı kalkışma olduğunu, bunun bir darbe olduğunu, bunun bir suç olduğunu, bunun hukuk düzeni karşısında mutlaka cezalandırılacağını ifade ettik o gün. Basın da o gün gerçekten cumhuriyet tarihinde, devletten, milletten yana, anayasal düzenden, anayasal sistemden, hukuk sisteminden yana tavrını gösterdi. Onların da hakkını teslim etmek gerekiyor. Ama gerçekten yargı bir bütün olarak tüm hakim ve savcılarımız özellikle cumhuriyet savcılarımız ilk andan itibaren görevlerinin başına geçtiler ve adliyelerden devletin emri altında bulunan, devlete, millete, bayrağa, vatana bağlı, hukuk düzeninden yana olan kolluk güçlerine ve silahlı kuvvetlere verdikleri talimatlarla yakalama ve gözaltı işlemlerini yaptırmak suretiyle bu darbeye karşı çok önemli bir direniş gösterdiler. Elbette milletimizin kahramanlığı her şeyin üzerindedir. Milletimizin evlatlarının o gün çıplak elleriyle tanklara direnmesi, ellerinde sadece bayraklarıyla tanka yürüyen, üzerine çıkarak şehit olanların yaptıkları kahramanlıkları unutmamız mümkün değil. Bütün şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyoruz. Gazilerimize de şükran borçluyuz.”
Konferansın ardından Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Akarca’ya günün anısına plaket takdim etti. Hotar, “Kurumumuzu onurlandırdıkları için teşekkür ediyorum. Güzel bir örnek ve başarı öyküsü. Hepimizin örnek alabileceği faydalanabileceği bir hayat öyküsü. Bundan sonraki hayatlarında da başarılar ve sağlıklı bir yaşam diliyoruz” diye konuştu.