DEÜ Haberler

DEÜ’de Prof. Dr. Fuat Sezgin’in Bilim Dünyasına Mirası Anlatıldı

54

Dokuz Eylül Üniversitesi, Prof. Dr. Fuat Sezgin Yılı Etkinlikleri kapsamında düzenlediği, Fuat Sezgin ve İslam Medeniyetinde Bilim-Teknik Sempozyumunda 3 gün boyunca alanında uzman isimleri ağırladı. Rektörlük binasındaki 15 Temmuz Şehitler Salonunda açılışı gerçekleştirilen ve Sabancı Kültür Sarayında devam eden konferanslarda, Prof. Dr. Fuat Sezgin’in hayatı, çalışmaları, Türk ve İslam bilim dünyasının anlaşılması konusunda verdiği mücadele anlatıldı. Sempozyumun son günü konuşmacı olan Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın konferansı ise yoğun ilgi gördü.

Dokuz Eylül Üniversitesi’nin Prof. Dr. Fuat Sezgin Yılı Etkinlikleri kapsamında düzenlediği programlardan biri olan ‘Fuat Sezgin ve İslam Medeniyetinde Bilim-Teknik Sempozyumu’ gerçekleştirildi. 3 gün süren sempozyumda alanında uzman isimler İzmirliler ile bir araya geldi. Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar’ın katılım gösterdiği konferanslarda, tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, Kırıkkale Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ersan Aslan, Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mazhar Bağlı, Prof. Dr. Fuat Sezgin İslam Bilim Tarihi Araştırmaları Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Mecit Çetinkaya, Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Osman Bilen, İlahiyatçı Prof. Dr. Müfit Selim Saruhan, Felsefeci Prof. Dan Chitoiu, Edebiyatçı Doç. Dr. Burcu İlkay Karaman ve Prof. Dr. Fuat Sezgin’in doktora öğrencisi Dr. Zahide Rashed birbirinden değerli bilgiler paylaştı.

Prof. Dr. Fuat Sezgin yılının ve bu kapsamda yapılan etkinliklerin, İslam bilim tarihini ve Türkiye’nin bulunduğu coğrafyanın bilimdeki yerini ve önemini kavramakta önemli bir adım olduğunu belirten Prof. Dr. Nükhet Hotar ilk gün gerçekleştirilen açılış konuşmasında “Medeniyeti, insanlığın müşterek eseri olarak gören kıymetli hocamız çalışmalarında Kur’an ilimlerinden tasavvufa; matematikten coğrafyaya kadar birçok konuyu kapsamlı şekilde ele almıştır. Aslında bu eserler insanlığın ortak duyuş ve düşünüşün de bir sonucudur. Bunu neden söylüyorum? Çünkü değerli hocamız bir mülakatında gençlerimizin ve İslam Aleminin bugünkü modern medeniyeti tanımasını, ondan müspet unsurları almasının gerekli olduğunu ifade etmiştir. Ülkemizde bu konuda büyük bir çaba olduğunu da hatırlatan hocamız, ‘Milletimin bu hususta en büyük adımı atacağına inanıyorum’ demiştir. Burada çıkartmamız gereken sonuç, geleceği geçmişi bilerek inşa etmemiz gerekliliğidir. Geçmişte İslam Coğrafyasında hüküm süren medeniyetlerin başarısı, ilime ve alime verdikleri önemden ileri gelmiştir. Bu nedenledir ki, Selçuklu Devleti ya da Osmanlı İmparatorluğu dönemlerini anlamak, özünde bugünkü Avrupa ve Amerika’daki medeniyetlerin ulaştığı seviyenin de kaynağını keşfetmektir. Bu yüzden hocamızın eserlerini bu çerçevede düşünmemiz gerekmektedir. Böylesi değerli bir insanın aziz hatırasını yaşatmak ve eserlerini geniş kitlelere ulaştırmak amacıyla hocamızın ismini, Tınaztepe Yerleşkemizdeki Merkez Kütüphanemize verdik” diye konuştu.

İLBER ORTALI, FUAT SEZGİN’İ ANLATTI

Ünlü tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı sempozyumunun son günü gerçekleştirdiği konferansta, Avrupa toplumunun bilimi her yönüyle kendilerine mal ederek yaptıkları hatadan bahsetti. Şimdiki Yunanistan’ın bulunduğu bölgeyi kutsal alan ilan etme ve Yunan halkı ile biliminden mucizevi olarak bahsetmenin büyük bir hata olduğunu söyledi. Bilim dallarının kökenleri araştırıldığında, Antik Mısır’a, Mezopotamya’ya ait izlerin olduğunu ve arkeolojik kazılarda da kaynak araştırmalarında da bu izlere her daim rastlandığını anlattı. Bir dönem bilim insanlarının Avrupa hayranlığı ya da yurtdışında yaşayarak geride bıraktıkları kurumlarla pek de ilgilenmemeleri nedeniyle Türkiye’de üniversite hayatının da bilimin de duraklama dönemine girdiğini söyleyen Ortaylı, bilimde duraklama hatta gerileme dönemlerinin çok normal olduğunu, bunun yükselişe geçebileceğini, parlak dönemlerin de ilelebet aynı şekilde devam edemeyeceğine işaret etti. Ortaylı, Prof. Dr. Fuat Sezgin’in 1960’lı yıllarda 147’den açığa alınanlardan olduğunu ve bu yolla yurtdışına çıktığını anlattı. Herkesin üniversite okuma zorunluluğu olmadığını söyleyen Ortaylı, “Üniversite okuyacak olan okur, zanaatla, sanatla ve teknolojiyle ilgilenecek olanlar da bu alanlara bakar. Şuana kadar eserleri yüzyıldan fazla hatırlanan bir ordinaryüs profesör görmedik. Bizim görmeye de yaşımız yetmez. Ancak yaşarken adını ezberlettirenler var. Prof. Dr. Fuat Sezgin de yaptığı çalışmalarla bu şerefe erişmiş bir bilim insanıdır” dedi.

ORTAK DEĞER ÜRETME SORUNU

Sempozyumun ikinci gününde konuşan Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mazhar Bağlı, Dünya’da, hem doğuda hem de batıda insanlık için ortak değer üretme konusunda ciddi sorunların yaşandığını ifade etti. Prof. Dr. Mazhar Bağlı, “Türkiye açısından da bunu okumak çok zor değildir. Çünkü çifte standartlı ve hakikati kabul etmekte zorlanan bir dünya kamuoyu ile karşı karşıyayız. Örneğin Avrupa Birliği demokrasimizin gelişmesi gerektiğini söyledi. Biz de bunu kabul edip yıllardır büyük mücadeleler verdik. Son yıllarda demokrasimizin ne kadar geliştiğini gösteren gelişmeler oldu. 15 Temmuz günü Türk halkı dünyada eşi benzeri olmayacak şekilde demokrasisine sahip çıktı. Peki ne oldu? Bize demokrasi standardınızı yükseltin diyen batı medeniyeti ne yaptı? Terör örgütünün yanında yer aldı. Demek ki burada çok ciddi bir kırılma var. İnsanlık için kurtuluş arayışının, ortak değer üretme ihtiyacı var. Onun içindir ki biz kültürel mirasımızın dünyayı geçmişte karanlıklardan aydınlığa çıkardığını görmemiz, mirasımızın bize sağladığı imkanların insanlığa katkı sağlayacak çalışmalar içinde olmamız gerektiğini düşünüyorum. İnsanlık için çözümü Türkiye üretecek. Biz çok ayrıcalıklı insanlar olduğumuz için değil, bu işin kültürünü, tarihsel mirasını, bilgi kodlarını tebarüz ettiğimiz için söylüyorum. Bunu bize gösteren ilk insanlardan biri de Prof. Dr. Fuat Sezgin hocamızdır. Onun için onun çalışmalarını incelemeli ve bu yönde çalışmalıyız.

BİLİM, İNSANLIĞIN ORTAK BİRİKİMİDİR

Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Osman Bilen, ‘Bir Toplumsal Gelecek İnşası Olarak Bilim Tarihi ve Fuat Sezgin’ başlıklı sunum yaptı. Din savaşlarının sona ermesinin ardından dünyaya açılan Avrupalıların gittikleri yerlerden topladıkları bilgileri derleyerek üstünlük kurma çabasında olduklarını anlatan Prof. Dr. Osman Bilen, “Avrupa kıtasında Yunanistan’ın olduğu bölgeyi bütün bilgilerin doğduğu yer ilan ettiler. Geçmiş döneme ait bilgi varlıklarını da kendi topraklarına götürerek, diğer toplumların hak iddiasını ortadan kaldırmak üzere çeşitli kuramlar ortaya attılar. Müslümanların bu bölgeden ödünç aldığı bilimsel bilgilerin özüne döndüğünü iddia ettiler. Yaratılan bu algıya Türk bilim insanları karşı çıktı ve eserleriyle bu fikirlerini ortaya koydular. Fuat Sezgin hocamızın çalışmaları bunun en iyi örneklerinden biri. Fuat Sezgin hocamız, bilimin; insanlığın ortak birikimi olduğunu ve uzun asırlar süren karşılıklı etkileşimler sonucu geliştiğini, bilim ve teknik alanındaki başarının, icatların, üretkenliğin kişisel deha veya ırk, din, coğrafya gibi beşeri özelliklerle açıklanamayacağını savunuyor” diye konuştu.

BİLİM ETİĞİNE SAHİP OLUNMALI

Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Müfit Selim Saruhan, ‘Prof. Dr. Fuat Sezgin’in ufku ve mirasının neresindeyiz? Geri kalmışlığımıza dair kadim soruna Sezgin’in yaklaşımı’ başlıklı bir sunum yaptı. Fuat Sezgin’in, bilimsel çalışmalar için öncelikle bir ‘bilim etiğine’ sahip olunması gerektiğine inandığını hatırlatan Saruhan, “Bilim, sadece bir ulusun, bir kültürün ve coğrafyanın başarısına yüklenecek bir mahiyete sahip olmaktan çok yeryüzü tarihinin birikimine dayalıdır. Sezgin’in düşüncesinde ‘bütün insanlığın ortak bilimler tarihi’ vurgusu yer alır. Bu yaklaşım bile ilerlemenin veya gerilemenin sadece bir kültüre ve dine hasredilmeyeceği anlamına gelmektedir” ifadelerini kullandı.

Romanya Yaş Üniversitesi Felsefe Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dan Chitoiu, din ve bilim arasındaki bağlantıyı felsefi açıdan ele alırken, Dokuz Eylül Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Burcu İlkay Karaman ise ‘Kur’an-ı Kerim’de anlam belirsizliği’ sunumuyla geçmiş kaynaklardan bilgiye erişimde kelime, anlam ve doğru çevirinin önemini vurguladı. Prof. Dr. Fuat Sezgin’in doktora öğrencisi Dr. Zahide Rashed, Fuat Sezgin’in derslerinde yaşadıklarından bahsetti.

İlgili Yazılar